Doğrudan Demokrasi bir yaşam biçimidir ve günümüzde elinde bir çok yetkisi gasp edilip yetenekleri köreltilip nesneleştirilmiş bireyin verili durumuna bir itirazdır. İşin kötüsü şu ki toplumun büyük çoğunluğu, içinde bulunduğu durumun farkında bile değil ve mevcut verili durumu kanıksayıp değişmez bir şeymiş gibi kabul etmektedirler. Bu durum biz emeklilerde çok daha baskın ve yaygındır. Ömrünün son demlerini yaşayan bizlerin, verili olana “şükretmesi” ve onu tartışmadan kabul etmesi, bu kitleyi oldukça edilgen bir duruma getirmiştir. Oysa ki on yıllardır biriktirdikleri bilgi, birikim ve edindikleri yetenekleri örgütlenme alanında kullanmayı başarabilseler ülkedeki tüm dengeleri etkileyip değiştirebilecek muazzam bir güç oluşturabilirler. Bu potansiyel var olmasına rağmen bunu kullanmıyor olmamız, emek ve emekliler adına ciddi bir kayıp demektir. Bu sorunu mutlaka aşmanın yollarını bulmamız gerekir. Günümüzde 16 milyonu aşan nicel gücüyle emekliler, örgütlenmeye en müsait toplumsal kesimi oluşturuyor. Şöyle ki; işten atılma kaygısı yok, bilgi ve tecrübe birikimi muazzam düzeyde, çocuklar desen zaten evlenip kendi yaşamlarını kurdular dolayısıyla bakmakla mükellef olduğumuz küçük çocuk da yok. Boş zaman deseniz 24 saatimiz müsait.
Demek ki geriye bir tek şey kalıyor; iradi olarak karar verip dört elle emeklilerin sendikalaşmasına sarılmak…M.Kardaş