YOK OLMA… VAR OLMA…
Ülkemizde yaşananları gördükçe…
Ve bir an şöyle düşündüm.
Mesele VAR olmak ve YOK olmak meselesi...
Demek istediğim şu... Mustafa Kemal Atatürk YOK olan, bilinmeyen bir yönetme biçimini, şeklini ülkeye getirdi. Adı Cumhuriyet idi.
Mustafa Kemal Atatürk YOK olan bir yönetim biçimi, şekli olan Demokrasiyi ülkeye getirdi ve işin başında yani 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktığında kafasındaki düşünce işgal edilmiş ülke topraklarını düşmandan kurtarmak ve bu işi yapmak içinde önce MECLİS kurmak... Bunlar YOK olan işlerdi ve VAR haline geldi.
Ülkede Cumhuriyet yönetme biçimi ve gücü, Demokrasi de yönetim biçimi olacaktı...
Cumhuriyet kültürü çok hızlı bir çalışma ile ülkede kabul gördü. YOK olan VAR oldu...
Demokrasi kültürünün ülkede kabul görmesi ise uzun bir süreç olacaktı.
Mustafa Kemal Atatürk demokrasi kültürünün yerleşmesi için çok çalıştı ama ömrü yetmedi... Âşık olduğu yönetim biçimi, sistemi çok partili meclisti. Olmadı...
Bu kültürü en yakın arkadaşlarından İsmet İnönü tüm sıkıntılara rağmen ülkede çok partili sistemi YOK iken VAR hale getirdi.
Atatürk'ün sağlığında da yaptığı işlere karşı çıkanlar oldu... Ama o daima bildiğini, işin bilimsel tarafı da olanı ve ortak hedeflere varmak için ortak aklın kullanılmasını istedi ve YOK olanları VAR haline getirdi. YOK olan toplumsal mutluluğu VAR haline getirdi…
YOK olandan VAR olanı yaşama geçirmek zor bir iştir. Kolay değildir...
Gelelim günümüze...
Mustafa Kemal Atatürk'ün YOK iken VAR haline getirdikleri, bugünkü yönetim biçimi, sistemi olan Başkanlık Sistemi ile YOK edilmek istendiğini görüyor, yaşıyoruz...
Bence yapılacak iş Mustafa Kemal Atatürk'ün YOK olanları VAR etme çalışmasına bir an önce başlamak ve güncellemek olmalıdır...
Şimdi Paylaşımcı Doğrudan Demokraside Yeni Bir Patika Açmak için çalışmalara başlamanın zamanıdır…
Bahtiyar Çetinbaş